İpek Kıraç sessizliğini bozdu: Babamın tutumunu anlamıyorum
İnan Kıraç ile Suna Kıraç’ın evlat edindikleri kızları İpek Kıraç, annesi Suna Kıraç’ın vasiyetiyle Koç Holding’in yaklaşık yüzde 12 hissesine miras yoluyla sahip oldu. Babası İnan Kıraç vasiyetnamenin iptali için yargı yoluna gitti, kızı hakkında da “evlatlıktan ret” davası açtı.
Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi, Sirena Yatçılık Yönetim Kurulu Başkanı ve toplumsal fayda yaratma amacıyla kurduğu Suna’nın Kızları’nın da kurucusu olan İpek Kıraç, Oksijen’den Elif Ergu Demiral’a konuştu.
40 yaşındaki İpek Kıraç, ilk kez babası İnan Kıraç ve babasının kendisine açtığı “evlatlıktan ret” davası ile ilgili soruları cevapladı. Röportajın ilgili bölümü şöyle:
– Yıllar sonra bu kez duygusal bağınızın çok kuvvetli olduğu babanız tarafından açılan evlatlıktan ret davası sizi nasıl etkiledi?
– “Babamla çok yakın olduğum bir çocukluk geçirdim. Annem hem çok çalışırdı hem de babama göre daha sert mizaçlı bir insandı. Babamla ilgili bütün anılarım çok sıcak ve güzel. Gün gelip böyle bir duruma düşeceğimizi söyleseler asla inanmazdım. Bu durumun beni nasıl etkilediğine yanıt vermem zor. Babamın tutumunu ne duygusal açıdan ne de mantıken anlamam ve kabullenmem inanın mümkün değil.”
– Babanız neden böyle beklenmedik bir tavır takındı?
– “Bilemiyorum. Kendisine sormanız lazım. Ben hala eski, bildiğim babamı hatırlamak ve yaşamak istiyorum. Tek bildiğim başta ben olmak üzere babamı gerçekten seven bütün ailesi ve dostlarının konuyla ilgili çok üzgün olduğu.”
– Babanıza ne söylemek istersiniz?
– “Babamla bu yıllarımızı, annemin kaybından sonraki dönemimizi çok daha farklı geçirmeyi hayal ederdim. Keşke babamla birlikte enerjimizi, zamanımızı, kaynaklarımızı annemin ismini ve hayallerini yaşatmaya harcıyor olsaydık. Keşke şu an annemin ismiyle yürüttüğüm projelerimizi babamla ziyaret edebilseydik, o kız çocuklarını tanıyabilseydi. Keşke birlikte yemeklere, tatillere çıkabilseydik, normal bir aile gibi yaşamaya devam edebilseydik. Özlediğim ve “keşke” dediğim çok fazla şey var. Ama babamın bu yaşlarında onunla olmayı, onun geride bırakmak istediği işlere, hayallerine her açıdan destek ve yoldaş olmayı çok çok isterdim. Eminim annem de bizi öyle görmek isterdi. Gerçekten çok yazık… Ben her şeye rağmen hala eski günlere döneceğimize dair umudumu koruyorum. İstese de istemese de o benim babam.”
SUNA’NIN KIZLARI PROJESİ
– Annenizin ismine başlattığınız Suna’nın Kızları’na neden ihtiyaç var?
– “2 yıldır Türkiye’nin dezavantajlı bölgelerindeki kız çocuklar, aileleri ve kamu yetkilileriyle bir araya geliyorum. Erken yaşta ve zorla evlendirilen, tarlada çocuk işçi olarak çalıştırılan, ev içi sorumluluklarından ötürü eğitimini tamamlayamayan çocuklarla tanışıyorum. Onları dinliyorum. Umutsuzlar… Hayatta hiçbir seçme şansları olmadığını, annelerinin kaderini yaşamak zorunda olduklarını düşünüyorlar… Ben bu kısır döngüyü kırmak ve kız çocukların ihtiyaçları olan gelişim fırsatlarına erişmesini sağlamak istiyorum. Hayatlarıyla ilgili kendi kararlarını verebilmelerini, gelecekleriyle ilgili hayaller kurmalarını, hayallerinin peşinden gitmelerini istiyorum.”
POPÜLER BİR GALATASARAY MARŞI’NIN SÖZ YAZARI
– Koyu Galatasaraylısınız ve hatta bir Galatasaray marşının sözleri size aitmiş! Doğru mu?
“Doğru duymuşsunuz. Çocukluğumdan beri Galatasaray sevgisiyle büyüdüm. Galatasaray benim için yalnızca bir futbol kulübü değil; çok köklü bir geçmişi olan, çok daha büyük bir değerler bütününü ve vizyonu temsil eden, ülkemizin en kıymetli markalarından. Türkiye’nin en iyi eğitim kurumlarından biri ve binlerce genç her yıl hem çok iyi bir eğitim alarak hem de aydınlık ve çağdaş değerlerle mezun oluyor. Gerçekten gurur duyuyorum bu camianın bir parçası olduğum için. Tabii bunun yanında taraftar yanım da var; Galatasaray’ın her maçını büyük bir heyecanla takip ediyorum. Küçük yaşlarımda bir Galatasaray marşının sözlerini yazmıştım, daha sonra bu marş çok popüler oldu. Ancak annem sözlerin bana ait olduğunun bilinmesini istememişti. Ve tabii ki mayıs ayları geldiğinde her Galatasaraylı gibi ben de sarı kırmızı bayrağımı asacağım günü iple çekiyorum.”