Yunanistan Kültür Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bin 800 metrekarelik bu yapının ritüel veya dini amaçlı kullanılmış olabileceği belirtildi.
Labirentimsi yapı, ortalama 1,4 metre kalınlığında ve bazı yerlerde 1,7 metre yüksekliğinde olan sekiz eşmerkezli taş halkadan oluşuyor.
Arkeologlar, yapının Girit’in Minos kültürüne ait olabileceğini belirtiyor.
Minos kültürü, antik ritüellerde kullanılan zirve kutsal alanlarıyla ünlüdür. Bu tür alanlar genellikle dini mimari, pişmiş topraktan hayvan ve insan heykelcikleri gibi Minos sanatının örneklerini barındırır.
Ancak, Papoura Tepesi’ndeki dairesel yapının bir zirve kutsal alanı olup olmadığı henüz netlik kazanmadı. Yapının içinde bulunan çok sayıda hayvan kemiği, “yiyecek, şarap ve belki de adak tüketimini içeren ritüel törenler için kullanılmış olabileceğini” düşündürüyor.
Yapının ana kullanım dönemi MÖ 2000-1700 yıllarına, yani Orta Minos dönemine tarihleniyor. Bu dönemde adadaki nüfus artışıyla birlikte Girit’in ikonik Minos sarayları inşa edilmeye başlanmıştı.
Ancak, MÖ 1750-1700 civarında birçok yapı depremler nedeniyle yıkılmıştı.
MÖ 1450’den sonra ada, Yunan anakarasından gelen Mikenliler’in egemenliği altına girdi ve Minos kültüründe yaygın olan zirve kutsal alanları kullanım dışı kaldı. Neopalatial dönemden (MÖ 1750-1470 civarı) kalma çanak çömlek kalıntıları, arkeologların bu alanın Orta Minos dönemine kadar kullanılmaya devam etmiş olabileceğini düşünmesine yol açtı.
Yunanistan’da inşaat projeleri, sıklıkla antik tarihi alanların keşfiyle sekteye uğruyor. Kastelli havaalanı projesi de en az 35 yeni arkeolojik alanın keşfedilmesine yol açtı. Kültür Bakanlığı, yapının modern inşaatlardan korunacağını açıkladı.
Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, “Bu, büyük ilgi uyandıran eşsiz bir buluntu. Anıtın arkeolojik araştırmasının tamamlanması ve korunması için gerekli çözümler var. Hepimizin önceliği anıtın korunması. Kültürel mirasın önemini ve değerini anlıyoruz” dedi.